Lilypie 1st Birthday Ticker

26 Şubat 2007

Yaz evden bildiriyor :)

Şu anda evdeyim. Sabah mis gibi bir kahvaltı yaptım. Bir yandan ayva tatlım pişiyor :) birazdan zeytinyağlı kereviz yapacağım. Ondan sonra da kocacığımın siparişi olan fırında köfte patates var sırada. Zaten ne zaman sorsam ne pişireyim diye bu yemeği ister hep :) tv de Oktay usta var şu anda. Biryandan da onu izliyorum. Evde olmak çok güzel. Bugün kendime söz verdim hiçbir iş yapmayacağım, yan gelip yatacağım diye :) şu saate kadar da öyle yaptım :) ohhh mis. Ama zaman çabuk geçiyor saat 14:00 olmuş.
İstek üzerine Kuğuu' cuğumun doğumgünü için yaptığım pastanın resmini ekliyorum :) Hepinize mutlu haftalar...

22 Şubat 2007

Şükretmek...

Geçen gece rüyamda çok sevdiğim bir arkadaşımı çok sıkıntılı gördüm. Dün aradım hemen. Gerçekten sıkıntılıymış. Anlattı biraz. Hani bazıları vardır ya sanki başının üzerine kara bir bulut yerleşmiştir ve o kişinin güneşi görmesine bir türlü izin vermez. Bu arkadaşım aklıma geldiği zaman, hayal gücümün uydurduğu bu kara bulutu da görürüm hep başının üstünde. Çünkü bildim bileli bir sürü sorun, dert, sağlık problemi, maddi sıkıntılar, ailevi sıkıntılar, sevdiklerinin acı kaybı... maalesef bunların hepsini yaşadı ve bir türlü o güneşli pırıl pırıl havayı göremedi.

Hemen arkasından bir başka yakın arkadaşımı aradım. Onun durumu daha da içler acısı. Minicik yavrusu daha 6 aylıkken, masum bir bebeğe yakışmayacak bir hastalığı çıktı ortaya (ben özellikle o hastalığı hiç kimseye yakıştıramam zaten). Aylardır hastanelerdeler. Arkadaşım bir ara dedi ki, ne olur bana güzel bir şeyler anlat. Çok ihtiyacım var. Neler oluyor dışarıda. İnsanlar nasıl yaşıyor?Geziyorlarmı?. Biz aylardır hastanede olduğumuz için, bunların hepsini unuttuk. Sanki hastanede doğmuşuz gibi hissediyorum dedi. Sevgililer gününü sordu, insanların nasıl kutladıklarını merak etti. İçinin yangınına iyi gelecek şeyler hayal etmek istedi belkide o an. Benim neler yaptığımı sordu ısrarla. Velhasıl cevaplaması çok zor, benim canımı acıtan sorular sordu. Nasıl anlatabilirim ona, bugünlerdeki tek sıkıntımın vakitsizlik olduğunu, yada ne bileyim planlarımın yatmasına sinirlendiğimi, kocamın yoğunluktan dolayı birkaç saat geç gelmesine bozulduğumu, kurumuş çamaşırları yerlerine kaldıramadığım için huzursuz olduğumu, sabahları erken kalkmanın sinirlerimi bozduğunu... nasıl anlatabilirim. Telefonu kapatınca ilk yaptığım şey şükretmek oldu.

Yazdıklarımla kimsenin içini karartmak değil amacım. Yazdım, çünkü elimizdeki nimetlerin farkındamıyız bir düşünelim istedim. Şükredebildiğimize bile şükretmek lazım...

Sevgilerimle...

19 Şubat 2007

Haftasonu ve ilk pastam



Haftasonum çok iyi geçti. Evet eşim çalışmadı ve çok güzel 2 gün geçirdik. Cumartesi günü Eminönü' ne gittik. Ben ne zamandır uğramak istediğim Fermo ve Nüans a uğrayıp şeker hamuru ve gıda boyaları aldım. İçeri girdiğimde çok heyecanlandım çünkü yüzlerce pastacılık ekipmanları, süslemeler, her şekilde kalıplar inanılmaz güzel malzemeler vardı ve hepsini almak istedim :) Fermo ve Nüans ı Pastacı Burcu' dan öğrendim. Pasta ve pastacılık malzemeleri satıyorlar. Böylelikle ilk şeker hamuru denememi yapmış oldum. Buradan Burcu Hanım' a tekrar teşekkür ediyorum bilgilerini paylaştığı için.

Gelir gelmez gül ve yaprakları yaptım. Pazar günü de pastayı hazırladım. O gün arkadaşımın eşinin doğum günü olduğunu öğrendim ve pastayı alıp onlara gittik. Bu pastayı benim yaptığıma inanamadılar. Bu çok güzel bir duygu :) Böylelikle pasta da yerini bulmuş oldu:)


Pastanın dışında birde yemek yapmakla uğraşınca, pazar günü mutfaktan çıkamadım diyebilirim. 2 gün yine çok çabuk geçti.

Herkese mutlu haftalar dilerim...

16 Şubat 2007

Baskıcı blogspot ve haftasonu

Dün blogspot bana zorla bir şey yaptırdı. Blog hesabıma girerken benden google account umu istedi. Bende adıma ve soyadıma ait olan gmail adresimi girdim. Şimdi comment yazacağım zaman bu adresi istiyor. gmail adresimle comment bırakabiliyorum ancak. Ama bu sefer de profilim görünmüyor. Nasıl oldu anlamadım ama hiç hoşlanmadım bu işten. Bilen arkadaşlardan yardım rica ediyorum. (Erdil Baba sen anlarsın nedir bu durum?)


Sevgililer günü trafik yüzünden bize zehir zıkkım oldu. O kadar trafik maç yüzünden miydi yoksa sevgililer günü olduğundan mıdır bilmiyorum ama feci bir şeydi. Gerçi bende bu tür özel günleri çok ticari bulanlardanım. O yüzden plan program yapmamıştım. Ama kocacığımın kafasında varmış bazı planlar, ona da trafik engel oldu :) çok geç buluşup çok geç yemek yedik. Geç yemeğin verdiği rehavet üzerine kalkıp eve dönüş bile çok zor geldi.


Hafta sonu Arpam çalışacak. Böyle olduğunda çok üzülüyorum. Zaten hafta içi akşamları birkaç saat görüşmenin dışında, bir tek hafta sonları rahatça birlikte vakit geçirebiliyoruz. Buda engellenince çok sinir oluyorum açıkçası. Amaaa bu sefer nedense üzüntüyle birlikte birde heyecan bastı :) Hafta sonu ne yapsam diye düşünüyorum günlerdir. Mesela annemide alıp şöyle bir mısır çarşısı gezisi mi yapsam. Oda sever oralarda gezmeyi. Sonrada güzel bir yemek yeriz birlikte. Yoksa ablamlarla toplanıp şöyle pastalı börekli bir gün mü geçirsek hep birlikte :) yoksa uzun zamandır vakitsizlikten (daha doğrusu hafta sonlarımı eşimle geçirmek istediğimden) görüşemediğim arkadaşlarımla mı buluşsam. Yoksa birilerini çaya davet edip, ne zamandır oynamak istediğim evcilik oyunumu oynasam :) Yoksa evde takılıp, kitap okuyup yeni tarifler deneyip keyif mi yapsam. Karasızım valla :) aslında bunların hepsini Arpamlada yapabilirim pek tabi ama hafta sonları birlikteyken mutlaka ya gezmeye ya da alışverişe felan çıkıyoruz hafta sonuda hemencecik bitiveriyor. Neyse bakalım neler olacak :) Tabi inşallah bir sürpriz olurda Arpam çalışmaz. O zaman çok süper olur doğrusu :)

Benden şimdilik bu kadar.

Hepinize güzel, mutlu, eğlenceli, dolu dolu geçireceğiniz bir haftasonu dilerim…

12 Şubat 2007

İş, güç, rutin hayat

Beni merak edip arayıp soran siz canım arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Yeni görevime henüz başlamadım ama şuandaki işleri devretme aşamasında olduğumdan yoğunluk hat safhada. Sizleri çok özledim onu da belirteyim.
İşlerin dışında rutin hayat devam ediyor. Evde de dinlenemiyorum artık. Temizlik perisi çarptı beni herhalde. Hayır her zaman düzenli ve temizliğe önem veren biri olmuşumdur ama bu aralar beş dk. bile oturamıyorum. Tam bir oturayım şöyle ayağımı uzatayım diyorum hoop aklıma yapılması gereken bir şey geliyor. Kalkıyorum hemen. Kendimi frenliyemiyorum. Hayır eşimde dağınık biri değil ki aksine biryerde birşey görse benden önce halleder. Yapacak hiç bir şey bulamazsam mutfağa girip ya kurabiye ya pasta bişey yapıp çıkıyorum. Yok yaptığımı yemiyorum Allahtan. Ya birilerine ikram ediyorum ya da arkadaşlara felan götürüyorum.
Mesela yatmadan önce o kadar çok ıvır zıvırla uğraşıyorum ki, bir bakıyorum bir saat geçmiş.
Akşamdan kıyafet hazırlama alışkanlığım vardır. her şeyi hazırlıyorum yatmadan önce. Yattıktan sonra kemer hazırlamadığım aklıma geliyor ve kalkıp uygun kemer bulup kıyafetlerimin yanına koyuyorum. Sabah alsam kemeri ne olur sanki ama yok illa hazır olacak. Sonra yine tam yatıcam bir bakıyorum koltuk minderleri yamuk yumuk. Haydaa onlarıda düzeltmeden yatamam şimdi deyip puf puf yapıp yerlerine koyuyorum. Sonra bir bakıyorum yarın giymeyeceğim Kaban portmantoda (böylemi yazılıyordu bu?) asılı. Hemen onu yerine kaldırıyorum. Sonra uygun çanta hazırlamadığım aklıma geliyor hemen onu hallediyorum vs. vs. Saate bir bakıyorum ki gece yarısı olmuş. Yorgun argın yatıyorum.
Şimdi aklıma geldide evi her daim derli toplu tutma alışkanlığı bana annemin mirasıdır :) daha genç kızlığa yeni adım attığım dönemlerde :P annemden arkadaşlarla dışarı çıkmak için bir şartla izin almıştım. Annem o gün bir arkadaşına gidecekti ve ben de evi pırıl pırıl temizleyip öyle çıkacaktım (annemde çok uyanıkmış :)). Neyse annem çıkar çıkmaz ben aceleyle şöyle bir üstten üstten toz alıp süpürüp bulaşıkları yıkadım ne kadar çabuk bitirirsem o kadar çabuk çıkarım mantığıyla :) Temizliğe ayıracağım zamanı kendi süsüme püsüme ayırdım ve çıktım. Eve döndüğümde annemden sağlam bir fırça yemiştim :) hemde ne fırça :) hatta bulaşıkları yıkadıktan sonra ocağı ciflemediğim! için çok ama çok kızmıştı. Sebebi de annem gelirken yolda bir arkadaşına rastlasa, kahve içmeye bize çağırsa, arkadaşıda gelse, annem kahve yapmak için mutfağa girse, arkadaşı da peşinden mutfağa girse rezil olurmuş :) senaryoya bak :) annemin fırçasından sonra, o gün bu gündür markete bile gitsem evin her yerini kontrol edip öyle çıkar oldum :) evet acı bir tecrübe ama güzel bir alışkanlık. Neyse lafı ne çok uzatmışım. Ne diyordum ? Haa özledim ben hepinizi…
Free Counters
--------------------------------------------------------------------------------
eXTReMe Tracker
-------------------------------------------------------------------------------