Geçen gece rüyamda çok sevdiğim bir arkadaşımı çok sıkıntılı gördüm. Dün aradım hemen. Gerçekten sıkıntılıymış. Anlattı biraz. Hani bazıları vardır ya sanki başının üzerine kara bir bulut yerleşmiştir ve o kişinin güneşi görmesine bir türlü izin vermez. Bu arkadaşım aklıma geldiği zaman, hayal gücümün uydurduğu bu kara bulutu da görürüm hep başının üstünde. Çünkü bildim bileli bir sürü sorun, dert, sağlık problemi, maddi sıkıntılar, ailevi sıkıntılar, sevdiklerinin acı kaybı... maalesef bunların hepsini yaşadı ve bir türlü o güneşli pırıl pırıl havayı göremedi.
Hemen arkasından bir başka yakın arkadaşımı aradım. Onun durumu daha da içler acısı. Minicik yavrusu daha 6 aylıkken, masum bir bebeğe yakışmayacak bir hastalığı çıktı ortaya (ben özellikle o hastalığı hiç kimseye yakıştıramam zaten). Aylardır hastanelerdeler. Arkadaşım bir ara dedi ki, ne olur bana güzel bir şeyler anlat. Çok ihtiyacım var. Neler oluyor dışarıda. İnsanlar nasıl yaşıyor?Geziyorlarmı?. Biz aylardır hastanede olduğumuz için, bunların hepsini unuttuk. Sanki hastanede doğmuşuz gibi hissediyorum dedi. Sevgililer gününü sordu, insanların nasıl kutladıklarını merak etti. İçinin yangınına iyi gelecek şeyler hayal etmek istedi belkide o an. Benim neler yaptığımı sordu ısrarla. Velhasıl cevaplaması çok zor, benim canımı acıtan sorular sordu. Nasıl anlatabilirim ona, bugünlerdeki tek sıkıntımın vakitsizlik olduğunu, yada ne bileyim planlarımın yatmasına sinirlendiğimi, kocamın yoğunluktan dolayı birkaç saat geç gelmesine bozulduğumu, kurumuş çamaşırları yerlerine kaldıramadığım için huzursuz olduğumu, sabahları erken kalkmanın sinirlerimi bozduğunu... nasıl anlatabilirim. Telefonu kapatınca ilk yaptığım şey şükretmek oldu.
Yazdıklarımla kimsenin içini karartmak değil amacım. Yazdım, çünkü elimizdeki nimetlerin farkındamıyız bir düşünelim istedim. Şükredebildiğimize bile şükretmek lazım...
Sevgilerimle...