Lilypie 1st Birthday Ticker

14 Haziran 2007

Standart hayatlar...

Geçenlerde ofisimizin elektriklerinde bir sorun yaşadık ve 1 saat kadar elektriksiz kaldık. Bilgisayarlar çalışmadığı için hiçbir iş yapamadım. Hem iş hem de vakit geçirme! açısından bilgisayar ne kadar önemliymiş hayatımızda bir kez daha anladım. Biraz pencereden baktım olmadı, toplantı tahtasına ev çizdim yine olmadı. Gidip yan odadaki arkadaşımla biraz laklak yapayım bari dedim, baktım daha gelmemiş. Dergi filan bulayım bari diye odasında etrafa bakınırken rafın birinde bir kitap gözüme çarptı. Kitabın ilk baktığım kısmı yani adı beni benden aldı o anda. Kendine yeni bir hayat ısmarla. O anki ruh halime daha uygun bir söz olamazdı herhalde. Yazarı Murat Toktamışoğlu. Kitabı alıp hemen masama geçtim. İlk sayfalarından itibaren öyle güzel şeyler yazıyor ki içinde, insan okurken hayata farklı bakıyor ister istemez. Ama maalesef ben bu tür gaza getirici kitapları okurken çok severek okuyorum da iş uygulama kısmına gelince okuduklarımın hepsi uçuveriyor aklımdan. Neyse bu kitapta bir şiir gözüme çarptı. Arjantinli yazar Borges’ a ait. Öyle güzel ki hemen not ettim sizlere yazmak için.


ANLAR…

Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama, ikincisinde daha çok hata yapardım.

Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.

Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar, çok az şeyi ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla, daha çok riske girerdim.

Seyahat ederdim daha fazla.

Daha çok güneşin doğuşunu izler, daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.

Görmediğim birçok yere giderdim.

Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.

Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.

Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.

Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu yanlarım olurdu.

Farkındamısınız bilmem, yaşam budur zaten.

Anlar sadece anlar, sizde anı yaşayın.

Hiçbir yere yanımda termometre, su, şemsiye, paraşüt olmadan gitmeyen insanlardandım ben.

Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.

Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabuçlarımı çıkarır atardım.

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım.

Bir şansım olsaydı eğer.

Ama işte seksenbeşindeyim ve biliyorum, ölüyorum.

BORGES



Oldu olacak kapak yazısını da ekleyeyim tam olsun.

"Kot pantolonlu yönetici kitabinin yazarı Dr. Murat Toktamışoğlu bu kez, standart hayatlar hapishanesinden kurtulmanız için bir kaçış planı hazırladı. Plana göre, önce hayatınızın üstünü kaplamış tozları siliyor ve ruhunuzun derinliklerine doğru bir kazıya girişiyorsunuz. Tünelin sonuna geldiğinizde gözünüzü mavi bir ışık alacak, endişelenmeyin. Bu, gökyüzünün özgün mavisi. Daha önce hiç bu kadar mavi ve canlı görünmediyse gözünüze, herhalde kusur onun değil. Sonra tünelden çıkıyor, üstünüzü başınızı, doğru ve değerli bildiklerinizi değiştirip özgür ruhlar pastanesinde kendinizle buluşmaya gidiyorsunuz. Unutmayın, tam Bülent Ortaçgil çalmaya başladığında, garsonu çağıracak ve kendinize yeni bir hayat ısmarlayacaksınız. Plan bu kadar basit. Tek zorluk, bu planda mahkumun da gardiyanın da, müşterinin de garsonun da, güçlünün de zayıfın da aynı kişi olması..."




Biraz karamsar, biraz bıkkın, biraz hüzünlü uyandığım o günün sabahında, bu kitabın karşıma çıkması ne güzel bir tesadüf. Düşündümde belki de tesadüf değildi. Kim bilir?

Sevgilerimle…

8 Comments:

Blogger Gulos said...

Yazcım merhaba,
ben bu yazıyı çok beğendim.Hayatımda bu çizgi üzerinde gidiyor.Ama dengeyi kurmak çok önemli çünkü insanın kendine ve ailesine karşı olan sorumluluklar da var.Rahat yaşıyorum derken dengesiz bir yaşam da olmaması gerekli :)) .
Sevgilerimle canım.

15/6/07 3:05 ÖS  
Blogger Yaz said...

Güloşcuğum kesinlikle haklısın. Tabiki hem ailemize hemde topluma karşı bazı sorumluluklarımız var. Herşey abartmadan dozunda yapılmalı bence. Önemli olan gereksiz şeyleri kafaya takmamak herşey mükemmel olsun derken yıpranmamak ve hayatı kaçırmamak. Birgün bizde öleceğiz bunu unutmadan mümkün olduğunca hayatın tadını çıkartmak lazım. Tabi yapabilene :)

15/6/07 4:34 ÖS  
Blogger Annelog Atölye said...

Belki de tesadüf değildi, sen mesajı almışsın ama:))

15/6/07 5:32 ÖS  
Blogger Yaz said...

annelogcuğum evet ben mesajı aldım :)

15/6/07 5:38 ÖS  
Blogger renkler said...

Kesinlikle tesadüf olamaz. Kader sana bir uyarı yapmış olabilir. Hayatı doya doya yaşamalıyız. Alıntı yaptığın yazı o kadar güzel ki... 80 yaşıma geldiğimde düşünmek istemiyorum bunları...

18/6/07 1:42 ÖS  
Blogger Yaz said...

Renklerciğim, bugünlerde bu konuyu çok düşünmeme rağmen stres olmaktan, bazı şeyler kafama takmaktan maalesef kurtulamıyorum. ama bende yaşlandığımda keşke demek istemiyorum doğrusu.

20/6/07 4:53 ÖS  
Blogger KUGUU said...

YAZ cgm bence hic de tesaduf degil. Bilakis bir isaret!
:))
ve isaretleri izlemeliyiz:)

21/6/07 5:07 ÖS  
Blogger Yaz said...

bence de Kuğuucuğum :) ama yapabilene tabi :)

22/6/07 3:46 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Free Counters
--------------------------------------------------------------------------------
eXTReMe Tracker
-------------------------------------------------------------------------------