Lilypie 1st Birthday Ticker

22 Mart 2007




Kendimde birşey farkettim. Ben hafta sonları için yaşıyorum. Pazartesi günü diyorum ki kendi kendime, amannn hafta nasıl olsa çabuk geçecek, pazartesi-Salı bittimi haftayı bitti say. Ondan sonra gelsin güzelim cumartesi ve Pazar. Gerçi Pazar gününü de ertesi güne hazırlık günü olduğundan hiç sevmemişimdir çocukluğumdan beri. Yani Pazar günlerinin saat 15:00 den sonrasını sevmiyorum desem yeridir. Her neyse hafta içinin çabuk geçmesini istiyorum fakaaatttt bir şeyi hep göz ardı ediyorum. Ömür geçiyor ve ben 2 hadi bilemedin 1,5 günü yaşamak için beklerken, koskoca 5 günü nasıl geçtiğini anlamadan, boş boş sadece çalış ve eve gel yat şeklinde yaşıyorum. Sonra yapmak istediklerimin hepsi hafta sonu dediğim 1,5 güne kalıyor ve tabi istediklerimin büyük kısmına vakit yetmediği için bu sefer de sinir stres oluyorum. Nasıl hayat ama? Yaşlanıyorum ve ne çok şey kaçırıyorum. Bu konuda en büyük şanssızlığım uzun çalışma saatleri olan bir şirkette çalışmam ve evim ile işim arasında deniz olması. Maalesef evime geç ulaşıyorum. Ama şöyle yakınlarda bir işim olsaydı, yada 9-5 çalışan bir şirkette olsaydım, yada ne bileyim part time bir işim olsaydı, yada annem bana yakın otursaydı (en azından yemek derdim olmazdı), yada sabah çok erken kalkmak zorunda kalmasaydım, yada daha stressiz bir işim olsaydı vs. vs. daha mutlu olurdum. Ben çalışmayı çok seviyorum ama böyle ömrümü tüketen bir iş istemiyorum. Yani para kazanayım derken hayatı kaybetmek bazen çok aptalca geliyor. Ama ne yazık ki elden bir şey gelmiyor.
İnşallah ileride istediğim gibi bir işim olur. Severek ve mutlu bir şekilde yapacağım bir iş. Sanırım bu koca şehirde biraz zor ama hayal etmekten vazgeçmemek lazım. Aslında işimi seviyorum ama bana zaman kalmıyor. Önemli olan da bu zaten.
Neyse umarım hepimiz mutlu ve hayal ettiğimiz gibi yaşarız bu kısa hayatı.

Sevgilerimle,

16 Comments:

Blogger nes-kafe said...

Yaz tamda şu anda bende bu duygular içindeyim ve kalkıp gitmek istiyorum:(((((((((((((((

22/3/07 10:53 ÖÖ  
Blogger Yaz said...

Nescim

Maalesef dediğim gibi çalışan çoğu insanın duyguları bu yönde sanırım. ama yinede olduğu gibi kabullenip gittiği yere kadar götürmek zorundayız canım. Bence sende biraz bu yönde düşün ve canını sıkmamaya çalış. En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum.

22/3/07 11:00 ÖÖ  
Blogger KUGUU said...

Okurken sanirim hic kimse yazdiklarini yadirgamamistir canim. Herkesin hislerine cok guzel tercuman olmussun:)

22/3/07 12:27 ÖS  
Blogger Yaz said...

Kuğuucum

Maalesef :(

22/3/07 1:12 ÖS  
Blogger kurunane said...

çalışmayan ve gününün tamamını evinde geçiren biri olarak ben de kendi zamanımı nasıl harcadığımı yazayım, belki düşüncelerin değişir.

evde olmama rağmen evim hep dağınık, sabahtan akşama kadar çocukların isteklerine ihtiyaçlarına yetmeye çalışıyorum. akşama kadar yaptığım şey; yemek hazırla, ye, yedir, popo temizle, bağır, bilgisayar sandalyesine yapış basen gelişimin sandalyenin şekline göre olsun. evden dışarı çıkmadığım için kendimi salmış bir durumdayım, çok bakımsızım, her geçen gün kilo alıyorum. üretime katkısı olmayan bir tüketiciyim. en kısa zamanda çocuklarla ilgilenecek bir bakıcı temin edip çalışan kesimin arasına karışmayı düşünüyorum.

22/3/07 1:13 ÖS  
Blogger Yaz said...

Bu yorum yazar tarafından silindi.

22/3/07 1:55 ÖS  
Blogger Yaz said...

Kurunanecim

Senin işinde zor. ama çalışacaksan en azından tam zamanlı olmayan bir iş tercih et derim. Çünkü tam zamanlı çalışırsan hem ev hem çocuklar hemde iş daha çok yorulursun. Yetişemeyince kendini daha kötü hissedebilirsin. Maalesef her iki durumun artı ve eksileri var. En önemlisi mutlu olduğun şeyi yapmak.

22/3/07 1:58 ÖS  
Blogger Gulos said...

Merhaba yaz,
benim kafamıda karıştıran şeyler bunlar.Birde çocuk olunca onu bırak işe gel kazandığının yarısını eve yarısını bakıcıya ver otur bir kenarda :( .
Gerçi benim çalışma saatlerim seninkine göre daha rahat ve evimde işime oldukça yakın ama yinede evimde daha fazla vakit geçirmek isterdim.
Sevgilerimle.

23/3/07 8:37 ÖÖ  
Blogger sevgilikeNdim said...

Bende aynı durumdayım. Ama her cuma akşamı plan yapıyorum haftaya daha verimli çalışayım şunu şunu yapayım diye. Ama bi bakmışım yine cuma akşamı olmuş. Çok seviyorum cumaları benn.

23/3/07 9:06 ÖÖ  
Blogger renkler said...

Canım, neler hissettiğini o kadar iyi anlıyorum ki! Yıllarca ben de deniz aştım, sabahın köründe uyandım, kendime dakika ayırmadım. Belki şimdi biraz daha iyi durumdayım ama sonuçta ben de haftasonu için yaşıyorum. Ama bir de şöyle düşün. Bu yaşlarda çalışmayacağız da ne yapacağız. Eğer Allah sağlıklı ve uzun bir ömür verirse emekli olduktan sonra 20 yıl belki de daha da çok bizim! İstediğimizi yapabiliriz. 20 yıl da az değil hani. Biliyorum gençken hayatı yaşamak daha güzel ama zaten hayat hep koşturmaca değil mi? Sanıyormusun ki evde olsan sürekli hep istediğini yapacaksın, çok mutlu olacaksın... Ben kendimi bazen böyle teselli ediyorum. Belki iş değiştirebilirsin, veya evini. Yakında oturmak çok önemli inan! Hayatına günde en az 1-2 saat katabilirsin... Ne yapalım yaşayacağız işte böyle... Bir gün biz de rahatlarız inşallah:-) Bak bu gün Cuma:-)

23/3/07 9:35 ÖÖ  
Blogger Yaz said...

Güloş,

Çocuk yokken bir şekilde idare ediliyor ama birde çocuk varsa çalışan anne olmak daha zor sanırım. Allah kolaylıklar versin canım.

23/3/07 4:31 ÖS  
Blogger Yaz said...

Canan,
Bende çok seviyorum cuma günlerini :) maalesef planlanan herşeye yetişmek imkansız. Bazen rahat olmak lazım sanırım. Stres yapmamak lazım.

23/3/07 4:33 ÖS  
Blogger Yaz said...

Renklerciğim,

Yorumlarınla her zaman rahatlatıyorsun :) söylediklerin çok doğru, şimdilik çalışıyoruz umarım emekliliğimizde rahat ederiz. Keşke çok yaşlanmadan emekli olabilsek :)

23/3/07 4:36 ÖS  
Blogger ERDIL said...

Keske sabahin 6 sinda kalksam alel acele ayak üstü kahvalti etsem.Bütün gün calisip dursam.Keske cumartesi Pazari iple cekip o günün bir baska degeri oldugunu bilsem.Keske ise giderken mahmur yüzleri insanlarin kosusunu görebilsem.Keske isten sikayet edebilsem.Keske annem sag olsaydida bana uzak bir yerde olsaydi.Keske Yaz kizim gibi genc olabilsem.Ne dersin degiselim mi.
Yok sende benim gibi oldugun zaman ayni seyleri mi yazmak isterdin ?

23/3/07 10:21 ÖS  
Blogger nimetin.blogspot.com said...

bizim köylü ismail bir köyden bir köye ilkokula giderdi. pazartesi günü bugün gitmeyim derdi. salı günü inek güdeceğim derdi. çarşamba oldumuydu ismail niye gitmedin derlerdi. zaten iki gün kaldı gitmeyim derdi:))))))


nimet

25/3/07 8:18 ÖS  
Blogger Yaz said...

Erdil baba,


Demek ki emeklilikte de bir numara yok desene :) emekliliği boşuna beklemeyelim yani öylemi :)şaka bir yana tabiki gençlik güzel şey ama gençliğini nasıl geçirdiğin de çok önemli.


Nimet

:)

26/3/07 9:23 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Free Counters
--------------------------------------------------------------------------------
eXTReMe Tracker
-------------------------------------------------------------------------------