HUZUR I - İstanbul' da yaşamak...
Erdil Baba' ya ithafen...
İstanbul büyük şehir... Büyüleyici, vazgeçilmez, hep özlenen, içinde en kolay aşık olunan şehir... Peki tüm bu güzelliklerine rağmen kolay yaşanan, huzurlu bir şehir mi?
İstanbul' da gerçek İstanbul' luya rastlamak imkansız gibidir. Çünkü göçlerin bir numaralı şehridir burası. Her yöreden, her etnik kökenden, her milletten insan yaşar burada ve gelirken tüm geleneklerini, yaşam tarzlarını, kültürlerini, alışkanlıklarını yanında getirir her göçmen.
Doğuştan İstanbul' lu biri olarak bu şehrin insanı paranoyak yapan özellikleri olduğunu düşünüyorum. Örneğin heran biryerlerde bir bomba patlayabilir. Bir kapkaçcı heran çantanı kapıp kaçabilir. En lüks ve hareketli caddesinde kendi halinde yürüyüşünü yaparken, zengin babasının elverişli şartları sayesinde, son model otomobilleriyle yarış yapan gençlerin kurbanı olabilirsin. Maç sonrasında, kutlama için patlayan silahların hedefi olabilirsin. Bir tinerci yolunu kesip para isteyebilir, vermezsen bıçağını çıkartıp oracıkta hiç acımadan saplayabilir. Heran heryerde dilencilerin yapış yapış ablukalarına maruz kalabilirsin. Bayansan heran tacize uğrayabilirsin. Erkeksen bakışını beğenmeyen biri tarafından dövülebilirsin. Trafik sorununa birde kural tanımaz trafik canavarları dahil olunca, trafiği daha da çekilmez olur. Herhangi bir sokakta, arabanı park ettiğinde, kim olduğunu bilmediğin insanlar gelip park parası isteyebilir. Herhangi bir kamu kuruluşuna işin düştüğün de, işini yapmak için nazlanan görevliler sayesinde, canından bezersin. Yemek en doğal hakkın olan hormonsuz meyve-sebzeler, organik adı altında satılır ve yiyebilmek için dünyanın parasını dökersin. Birileri sokağın orta yerine çöpünü atar, sen sinirlenirsin. vs. vs. vs...
Demek istediğim şu ki, İstanbul büyüleyici güzellikte bir şehir, tüm bu anlattıklarım İstanbul' dan vazgeçmek, onu terketmek için yeterli sebepler değil. O kadar güzel ki İstanbul. Hergün geçtiğim Boğaz köprüsünün üzerinden ona baktığımda içimde tarif edilmez bir huzur büyüyor. Bir kez daha tüm bunalım anlarımda "bu şehirde yaşamak istemiyorum" deyişimi unutup, benim için nekadar vazgeçilmez olduğunu anlıyorum. İstanbul, hayırsız ama deli gibi aşık olunan bir sevgili gibi...
İşte İstanbul' da bulduğum huzur böyle birşey...
İstanbul büyük şehir... Büyüleyici, vazgeçilmez, hep özlenen, içinde en kolay aşık olunan şehir... Peki tüm bu güzelliklerine rağmen kolay yaşanan, huzurlu bir şehir mi?
İstanbul' da gerçek İstanbul' luya rastlamak imkansız gibidir. Çünkü göçlerin bir numaralı şehridir burası. Her yöreden, her etnik kökenden, her milletten insan yaşar burada ve gelirken tüm geleneklerini, yaşam tarzlarını, kültürlerini, alışkanlıklarını yanında getirir her göçmen.
Doğuştan İstanbul' lu biri olarak bu şehrin insanı paranoyak yapan özellikleri olduğunu düşünüyorum. Örneğin heran biryerlerde bir bomba patlayabilir. Bir kapkaçcı heran çantanı kapıp kaçabilir. En lüks ve hareketli caddesinde kendi halinde yürüyüşünü yaparken, zengin babasının elverişli şartları sayesinde, son model otomobilleriyle yarış yapan gençlerin kurbanı olabilirsin. Maç sonrasında, kutlama için patlayan silahların hedefi olabilirsin. Bir tinerci yolunu kesip para isteyebilir, vermezsen bıçağını çıkartıp oracıkta hiç acımadan saplayabilir. Heran heryerde dilencilerin yapış yapış ablukalarına maruz kalabilirsin. Bayansan heran tacize uğrayabilirsin. Erkeksen bakışını beğenmeyen biri tarafından dövülebilirsin. Trafik sorununa birde kural tanımaz trafik canavarları dahil olunca, trafiği daha da çekilmez olur. Herhangi bir sokakta, arabanı park ettiğinde, kim olduğunu bilmediğin insanlar gelip park parası isteyebilir. Herhangi bir kamu kuruluşuna işin düştüğün de, işini yapmak için nazlanan görevliler sayesinde, canından bezersin. Yemek en doğal hakkın olan hormonsuz meyve-sebzeler, organik adı altında satılır ve yiyebilmek için dünyanın parasını dökersin. Birileri sokağın orta yerine çöpünü atar, sen sinirlenirsin. vs. vs. vs...
Demek istediğim şu ki, İstanbul büyüleyici güzellikte bir şehir, tüm bu anlattıklarım İstanbul' dan vazgeçmek, onu terketmek için yeterli sebepler değil. O kadar güzel ki İstanbul. Hergün geçtiğim Boğaz köprüsünün üzerinden ona baktığımda içimde tarif edilmez bir huzur büyüyor. Bir kez daha tüm bunalım anlarımda "bu şehirde yaşamak istemiyorum" deyişimi unutup, benim için nekadar vazgeçilmez olduğunu anlıyorum. İstanbul, hayırsız ama deli gibi aşık olunan bir sevgili gibi...
İşte İstanbul' da bulduğum huzur böyle birşey...
8 Comments:
Yaz kizim ben Erdil baba gözlerimi.
Yasarttim kismetse carsamba günü gene beraber olacagiz.Bulundugum
yerde internet baglantisi yok Doktardan 10 dk izin alip sayfalariniza girdim.Yazinin cevabi carsambaya.Sizleri cok seviyorum.
Sayg.Erdil baba.
Erdil Baba, hayırdır neden yoksun? neden doktor yanında? merak ettim şimdi :( dönüşünü bekliyorum...
Yaz kizim.Yorumumu Istanbul'um diye bir yazi serisi senin icin yapip verecegim.Benim zamanim da onun sinirlari söyleydi.Pendik,Menekse,Cagliyan,Sariyer,Beykoz.Gerisine Tasra derlerdi.
İstanbul' un sınırları çook genişledi ve çok daha kalabalık bir şehir oldu. Sabırsızlıkla bekliyorum yazı serini Erdil baba...
YAZcgm IST hakkindaki fikirlerimi soylesem valla kendimi desifre etmis olurum, etrafimdan biri okusa hemen anlar bu kesin KUGUUdur diye:)) O kadar nettir cunku:) Yani o yuzden icerige yorum yapamayacgm, ama sen cok guzel yazmissin:)
Kuğuucum beğendiğine sevindim ama fikirlerini de merak ettim doğrusu :)
:))) i-iih buradan soyleyemem, uzat kulagini... fisildayayim
Kuğuucum :))
yaz.bitmesin@hotmail.com
kulağım sende :)
Yorum Gönder
<< Home