Lilypie 1st Birthday Ticker

12 Mayıs 2006

Saç tasarımcıları...


Oldum olası kuaföre gitmeyi sevmem. Mecburiyet olmasa gitmem de ama maalesef saçıma ufak bir topuz konduracak, şık bir tokayla süsleyip bakımlı görünmesini sağlayacak, kendime fön çekebilecek yada diğer gereksinimlerimi kendim karşılayacak kadar yetenekli değilim. Durum böyle olunca kuaföre gitmek benim için zorunluluk gereği eziyet oluyor. Kuaför işletmelerini sevmememin sebeplerinden biri o ortamın bana pek hijneyik gelmemesi. Hoş günümüzde kuaförler de artık vizyonunu değiştirdi :) bunu en başta işletmelerinin isimlerinden anlıyoruz. Eskiden "Gül bayan kuaförü" olan bugün, "rose beauty center" yada çok güldüğüm "rose hair design center" olabiliyor. Sonra dekorasyona daha bir önem veriliyor artık. Hoş posterler, tablolar, rahat ve çoğunlukla deri koltuklar, şık aynalar, teknolojik güzellik alet edevatları, sterilize eden cihazlar vb. Birde günümüz kuaför salonlarında dikkatimi çeken şeylerden biri de diğer çalışanların, yaşı henüz 11-12 civarında olan çıraklara bey diye hitap etmesi :) örneğin Cem bey yerdeki saçları süpürürmüsünüz :) . Ne beyi:) o daha poposu kakalı bir çocuk :) kime neyi ıspatlayacaksınız :) saçımı istediğim gibi yapın yeter... diyesim geliyor :) Birde kuaför koltuğunda çok canım sıkılır benim. Öyle saatlerce sabredip oturamam ben, patlarım sıkıntıdan. En azından kitap götürürüm yanımda. İstediğim saça sahip olduğum zamanlar da nadirdir benim ve o koltuğa oturduğum anda pişman olurum çoğunlukla. Aynaya bakıpta, aslında saçımın modeli fena değilmiş hiç kestirmesemiydim acaba diye düşünürüm kuaför makasını alıp gelene kadar süren, onun için kısa benim için uzun o 2 dakika içerisinde. Saçlarımın uçlarından alın fazla kısa olmasın desemde, işinin ehli saç tasarımcısı arkadaşımız sanki saçlarım benim değilmiş de, o üzerinde oynayıp dilediği gibi kesebilmek için, parasıyla satın almış gibi davranır ve umarsız makas darbeleriyle saçlarımın yarısının çöpe gitmesine sebep olurken, kendisine uçan tekme atma ve aynı anda eve ışınlanma isteği uyandırır içimde her hamlesiyle. Birde ben saç kesimi ve fön için bir yere, manikür-pedikür ve boya için başka bir yere giderim. Bu tamamen kendi tercihim ama bu durum saç tasarımcısı arkadaşlar için hiçte hoş olmaz, dolayısıyle benim içinde :) çünkü birbirlerinin yaptığı işleri beğenmezler. Örneğin bir yerde saçımı kestirip, diğerine boyaya gittiysem boya yapan kesimi beğenmez :) kıskançtırlar, müşterilerini kimseyle paylaşmak istemezler :) ama tüm bunlara rağmen severiz kuaförleri. Onlar bizim canımızdır ciğerimizdir vede şu hayatta yokluğu hissedilesi nadir insanlardır.

3 Comments:

Blogger crystalsdreams said...

ben severim kuaförleri yaa, hatta kuaför değiştirmek sevgili ya da koca değiştirmekten daha zor bişidir benim için:) doğru düzgün bi kuaför edindiysen, başka birine gitmek,alışmak kolay olmaz..Kuaförde eğer bana sanki geçiyodum uğradım bi de kahve içiim bari havası yaşatılıyosa,o kuaför tamamdır,sıcak gelmiştir bana, hep gidilesidir:)
fekat benim de o çalışan çırak çocukların yaş küçüklüğü ve yüzüme tokat gibi çarpan yaşlandığım hissiyatı ile ilgili anım varr..föne yardım eden çocuğa sen kaçlısın hasan dediğimde 9luyum diyince,ben de senelerdir 8'liyim diyen bi zat olarak şaşırmış,aaaa ama çok küçük gösteriyosun demiş, çocuğun tepkisiz ifadesini görünce, hangi 9'lu diye sorunca, 89 lu cevabını almış,kendimin artık 78 li olarak,8li deme özgürlüğünü ve zaman dilimini kaybettiğimi o an anlamıştım:) acı olmuştu evet:)

13/5/06 1:51 ÖÖ  
Blogger KUGUU said...

Ne guzel anlatmissin Sevgili YAZcigim, bu konuda altina aynen ben de imzami atarim, belese konarim:)
Kuguu is back!

14/5/06 7:31 ÖS  
Blogger Yaz said...

Crystal bende kuaför değiştirmeyi sevmem. bide çırak çocukla olan diyaloğuna çok güldüm :))

kuğuu istediğin zaman beleşe konabilirsin canım :))

15/5/06 9:23 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Free Counters
--------------------------------------------------------------------------------
eXTReMe Tracker
-------------------------------------------------------------------------------